Dünyanın En Eski Halısı
- İlayda Sarı
- 1 Haz 2021
- 3 dakikada okunur
PAZIRIK HALISI

Halıcılık insanlığın en eski el dokuma sanatlarından birisidir. Halıcılığın kökeni milattan önceki yüzyıllara kadar uzanmaktadır. Dünyanın bilinen en eski halısı M.Ö. V-IV. yy. olarak tarihlenen Orta Asya'da Pazırık Kurganları adı verilen anıt mezarlarda yapılan arkeolojik kazılarda bulunmuştur. Hun kavimlerine ait olan bu mezarda ele geçirilen bir halı aynı zamanda dünyanın en eski düğümlü halısıdır. Gördes düğümü tekniğiyle dokunmuş çok ince bir işçilik gösteren koyu ve açık kahverengi zeminli sarı desenli bu halı santimetrekaresinde 36.000 toplamda 1.250.000 düğüm vardır ve 1.83×2 metre büyüklüğündedir.
Pazırık halısı, hayvan ve insan figürleri ile bitkisel ve geometrik motifler kullanılarak dokunmuştur. Halının ortası tıpkı bir dama tahtası şeklindedir. Eni 4 boyu ise 6 kare olmak üzere toplam 24 kare bölümden oluşturulmuştur. Halının göbek desenlerini oluşturan karelerin içinde dört yapraklı bir bitkisel motif vardır. Geniş bordürün bir tanesinde sıralar halinde 24 adet geyik, iki dar bordürde kare içine aslan ve grifon figürleri yerleştirilmiştir.

Halının en geniş bordüründe ise 28 adet at ve insan figürleri görülür. Pazırık halısında kullanılan renkler zeminde koyu kırmızı olmak üzere koyu kahverengi, sarı, lacivert, açık mavi ve krem renkleri kullanılmıştır.
Günümüzde St. Petersburg Hermitage Müzesi’nde bulunan bu halı, teknik olarak Türk (Gördes) düğümü ile dokunmuştur. Gayet ince ve çift bükümlü yünden dokunmuş olan halı, özel bir şahıs için oldukça sık ve kaliteli dokunmuş olduğunu göstermektedir. Buna ilaveten halı üzerindeki desenlerde Türk kültürüne ait yansımalar ön plana çıkarken, yer yer Batı, İran ve Mezopotamya kültürlerinin etkileri de görülmektedir. Kuşkusuz İlk ve Ortaçağlar boyunca Doğu ile Batı arasında çok önemli bir ulaşım sağlayan İpek Yolu üzerinde bulunan kurganlar, bu güzergâhtan gelip geçen yolculardan etkilenen Orta Asya halkları tarafından meydana getirilmiştir.

Pazırık Halısının Sembolik Motifleri
Halının orta kısmı, sıralar halinde teşhir edilmiş yaldız şekilleri ve lotus süslemeleri ile doldurulmuştur. Eserin bu orta kesiminde 24 kare alan içerisinde bazı araştırmacılara göre dört yapraklı bir çiçek motifi vardır. Geçerliliği kanıtlanmamakla birlikte bu 24 kareyi 24 Oğuz Boyu ile ilişkilendiren görüşler de vardır. K.Erdmann’ın ”eyer örtüsü” olduğunu zannettiği bu halının ortasındaki karelere bölünmüş kısmı dikkate alan Jettmar gibi araştırmacılar halının bir oyun halısı olduğunu da iddia etmişlerdir. Halının bazı noktalarındaki rozet veya üçgen motiflerin oyunun başlangıç ve bitiş noktaları olduğu ve bu oyunun ilkel bir satranç şeklinde zarla oynanan bir oyun olduğunu ileri sürmüştür.
24 karenin olduğu bölümü, genişlikleri çok az değişen üçü dar olmak üzere beş bant ile kuşatılmıştır. Bunlardan ilki, kartal başlı arslan vücutlu bir motifi simgeler. Bu Grifon’un başı, arkaya doğru çevrilmiş olup gagasından dili gözükmektedir. Bu hayali yaratığın kafası yukarı kalkık, kanat ve kuyruğu tamamıyla kareye sığdırılmıştır.

İkinci bant ise tek sıra halinde sağdan sola doğru yürüyen bir grup eliği (Geyik türü) gözler önüne sermektedir. Bu geyik ise İç Asya’da yaşayan ”Alces Machis” denen bir türdür. (Nejat Diyarbekirli'ye göre) Bu cins geyik İran ya da Ön Asya’da bulunmamaktadır. Geyik üzerindeki şekillerde Türk Hayvan Üslubuna ait tasvirler yer almaktadır.
Bir sonraki şeritte ise geyiklerin ters istikametinde heybetli bir alay halinde ilerleyen bir sıra Türk süvarisini gösterir. Atın yanında yürüyen ve üzerine binmiş halde yer alan süvariler İç Asya’da giyilen türden bir başlığa, ayrıca çizme ve pantolona sahip olarak İç Asya kıyafetiyle karşımıza çıkar. Atların üzerindeki eyer örtüleri ise bize yine diğer pazırık kurganlarından çıkarılan eyer örtülerini hatırlatmaktadır.

Pazırık Halısındaki Türk Sanatına ait diğer bir husus ise halıda bulunan tasvirlerin halıya bakacak kişiyi düşünerek yapılmış olmasıdır. Yani izleyici halının neresine geçerse geçsin , figürler buradaki kişinin bakış açısına göre değiştirilmiştir. Türk Sanatında yaygın olan bu tarz minyatürlerde de kullanılmıştır. Hatta aynı tarzı Osmanlı mezar taşlarının seyirciye dönük olarak yerleştirilmesinde de görüyoruz.
Sonuç olarak; Selçuklu ve Osmanlı halıları ile günümüzde dokunan Anadolu halılarının motif düzeni Orta Asya Türk halılarının zemin şemasına benzemektedir. Pazırık halısının zemininin 24 eşit kareye bölünmesi geleneği , Orta Asya'da dokunan keçelerde bile karşımıza çıkan bir şemadır. Selçuklu Dönemi Anadolu halılarının zemininin karelere ayrılması ve geometrik kompozisyonlar içerisinde yerleştirilmesi Büyük Selçuklu halılarının zemin şemasına benzemektedir. Beylikler Dönemi'nde gördüğümüz halı zeminin iki veya daha çok kareye bölünüp , her bir kare içerisine hayvan veya bitki motifi işlenmesi Pazırık Halısında da görülen geometrik düzene dayanmaktadır. Bugün Anadolu'da dokunan halı ve düz dokuma yaygılar Orta Asya Türk halı ve düz dokuma yaygıların geleneği sürdürülmektedir. Bu gelenek Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları yoluyla Anadolu'ya taşınmıştır. Beylikler ve Osmanlılar sayesinde günümüze kadar ulaşmıştır.
Okuduğunuz için teşekkürler, Sanatla Kalın...
KAYNAKÇA
ÇORUHLU, Yaşar (2011), Erken Devir Türk Sanatı, İstanbul.
Comments